Mercedes-Benz SL350 BlueEFFICIENCY
17 Nisan 2012Hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz hafta sizlerle Stuttgart’ta test etme şansını elde ettiğim Mercedes E300 BlueTEC Hybrid ile ilgili görüşlerimi paylaşmıştım. Yazı içerisinde de belirttiğim gibi bu araç Almanya’da test etme şansı bulduğum tek otomobil değ
Hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz hafta sizlerle Stuttgart’ta test etme şansını elde ettiğim Mercedes E300 BlueTEC Hybrid ile ilgili görüşlerimi paylaşmıştım. Yazı içerisinde de belirttiğim gibi bu araç Almanya’da test etme şansı bulduğum tek otomobil değildi. Hibrit E Serisi’nin ardından yine geçtiğimiz yıl tanıtılan bir otomobil test etmek istediğimden ikinci test aracım SL350 BlueEFFICIENCY oldu.
İtiraf etmem gerek; Yeni nesil SL ailesinin ilk fotoğraflarına baktığımda çok sevinmemiştim. Yeni kasada kullanılan öne doğru uzayan burun ve büyük farlar, oldukça uzun tutulan tampon tekerlek mesafeleriyle birleşince gözüme güzel görünmemişti. Geçmiş zaman kullanıyorum zira aracı kanlı canlı önünüzde gördüğünüzde fotoğrafların yanıltıcı olabileceğinin farkına varıyorsunuz. LED teknolojii kullanan aydınlatma grubu geceleri otomobilin havasını değiştirirken iç mekanda kendinizi evinizde hisediyorsunuz.
Söz iç mekandan açılmışken burada Mercedes’in doğru seçimler yaptığını belirtmem gerek. Son dönemde birçok modelin konsolunda dikkat çeken şık direksiyon simidinin yanında, deri kaplı ön konsol, alüminyum pedallar, bol bol ahşap kaplama, 0 konumu aşağıda bulunan, oldukça derine yerleştirilmiş sportif göstergeler ve orta konsolun üzerinde yer alan analog saat bence çok doğru seçimler. Yüzümü güldüren bir başka unur da üzerinde SL kabartması bulunan vites kolunun iki koltuğun arasında olması. Bildiğiniz gibi artık hemen hemen her Mercedes modelinde bu parça direksiyon kolonunda yer alıyor.
Mercedes-Benz armalı ve ışıklandırmalı eşik kaplamalarının üzerinden geçip direksiyonun arkasında yerinizi aldığınızda sizi ilk olarak mükemmel koltuklar karşılıyor. Yan destekleri başarılı olan kolukların ayar mekanizması da bir Mercedes klasiği olarak kapılarda bulunuyor. Isıtma ve havalandırma fonksiyonları bulunan koltuklarda ensenizden sıcak hava üfleyen AIRSCARF da bulunuyor. Bütün bu özelliklere bir de elektrikli açılan rüzgar kesici eklenince büyük kısmı cam olan metal tavanı indirmek de farz oluyor. Üstelik dışarıda hava sıcaklığı 10 derecenin biraz üzerindeyken.
Aracın sürüşünü anlatmadan önce bir şeyi açıklığa kavuşturmam gerekiyor ki o da SL ailesinin bir Mazda MX-5 olmadığı. Gücü yerinde olsa da kendisini daha çok dar köy yollarında yavaş yavaş ilerlerken evinde hisseden SL’in zevki de buralarda çıkıyor. Daha ilk kilometrelerde oturaklı bir araç olduğunu belli eden SL350’nin güzel bir homurtu yayan egzozunu, aracın üzeri açıkken dinlemek büyük keyif veriyor. Bu haliyle çok başarılı bir Grand Tourer olarak nitelendirebileceğimiz otomobil koltuklarının arkasında kalan alanda sunduğu kapaklı gözler, aynı mekanda sunulan boş hacim ve tavan kapalıyken sunulan 504 litre bagaj hacmiyle iki kişinin ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabiliyor.
Almanya’da alabileceğiniz en güçsüz SL olan SL350 BlueEFFICIENCY’nin 3.5 litre hacimli v6 motoru 306 beygir güç, 370 Nm tork üretebiliyor. Direksiyon arkasında bulunan kulakçıklardan da kontrol edilebilen 7 ileri vitesli otomatik şanzımanı sarsıntısız vites geçişleriyle dikkat çekerken sertliği ayarlanabilir süspaniyon sistemi yolcuların o anki duruma en uygun ayarı bulabilmesine olanak sağlıyor. 1.815 kg gibi küçümsenemeyecek bir ağırlığa sahip olan otomobil 0’dan 100 km/s sürate 5.9 saniyede ulaşabilirken maksimum sürati 250 km/s’te sınırlandırılmış.
Yüksek süratlere çıkarken de tipik bir Mercedes olduğunu gösteren SL350 size ne denli hızlı gittiğinizi far ettirmiyor. Hızlanma anında bile egzoz sesi ve oldukça hızlı hareket eden hız göstergesine rağmen araç içerisinde kendinizi oldukça rahat hissediyorsunuz. Süspansiyon konforu “Sport” konumdayken bile rahatsız edici olmayan SL’in bu konfor seviyesinde Almanya’nın pürüzsüz yollarının da payı var. Bu ağırlıkta bir otomobilin nasıl durdurulabileceğini merak edenlereyse Mercedes yine bir ders veriyor. Delikli disklere sahip olan sistem oldukça dengeli duruşlar sağlıyor.
Almanya’da düzenlenen test sürüşü organizasyonunun asıl amacı araçların ne kadar ekonomik olduklarını göstermek olsa da bir SL’in direksiyonuna oturulduğunda son düşünülen şeyin bu olduğu da bir gerçek. E300 BlueTEC Hybrid testinde de ekonomiye dikkat etmemiş olsam da SL350 BlueEFFICIENCY testi sonrasında tüketim değerine bakmayı bile denemedim. Sonuç olarak SL gibi büyük sayılabilecek bir roadster almak isteyen müşterilerin asıl beklentilerinin tüketimden çok alınan zevke odaklı olacağı bir gerçek.
Test sırasında çektiğim fotoğraflara buradan ulaşabilirsiniz. Organizasyonda kullanma şansı bulduğum son aracın testi de gelecek hafta yine bu sayfalarda!