Elektrikli arabalar için önemli bir girişim
04 Eylül 2012Stratejik İletişim ve Kariyer Danışmanı Duygu Eren bu hafta elektrikli otomobil sektöründe önemli bir oyuncuyu konuk etti.
Girişimcilik; en yalın haliyle, bir ihtiyaca cevap verecek hizmeti sunmaktır. Şartlara ve pazardaki ihtiyaçlara bakıp, çözüm üretebilmek başarılı girişimci olmanın en temel özelliğidir. Birazdan röportajını okuyacağınız girişim hikayesi, hemen hepimizin hayatında olan araçlara yeni bir bakış açısı ve çözümler sunuyor. Çok yakın bir gelecekte elektrikli arabaların hayatımızda vazgeçilmez olacağı fikrinden yola çıkarak, Türkiye’de büyük bir yatırımla şarj istasyonu kuran FullCharger firmasının girişim öyküsünü yönetim kurulu üyesi, Ahmet Yapışlardan öğrenelim.
Eğitiminizi ve özgeçmişinizi öğrenebilir miyiz?
1976 Kayseri doğumluyum. Işık Lisesi, İTÜ Makine Fakültesi Makine Mühendisliği ve City University of New York’a bağlı Baruch College’de finans ve yatırımlar konusunda yüksek lisans mezunuyum. FullCharger-Türkiye İcra Kurulu Üyesiyim.
Bu işe başlamadan önce iş hayatında tecrübeniz oldu mu, nerelerde çalıştınız?
New York’ta üniversitede araştırma asistanı, Wall Street’te yatırım uzmanı ve bir kargo şirketinde denetçi olarak çalıştım. 2004 yılında İstanbul’a döndükten sonra dededen başlayarak bulunduğumuz otomotiv sektöründe bayilik, sigorta acenteliği ve de bitki çayı paketleme şirketlerimizde hissedar –yöneticilik yaptım.
Elektrikli araç ve şarj istasyonu işletmeciliği konusuna nasıl karar verdiniz?
Elektrikli araba ve motorları araştırırken şarj istasyonu şebekesi işletmeciliğinin de elektrikli araçlarla beraber gelişmekte olan temel bir iş dalı olduğunu gördük. Elektrikli araçlar ve şarj istasyonu işletmeciliğinin geleceği açısından kendimize üç soru sorduk; gelecekte elektrikli araçların kalıcı ve önemli bir pazarı olacak mı, elektrikli araçlar enerji ihtiyaçlarını araç sahibine ait ev istasyonları haricinden de sağlayacaklar mı ve bu ihtiyaç şarj istasyonu işletme şebekesi olarak ticari işletmeciler tarafından mı karşılanacak? Biz, bu üç temel sorunun cevabının evet olduğunu gördük, düşündük. Dünyada, Türkiye’den önce elektrikli araç konusunda altyapı çalışmasına başlayan bazı ülkelerde dahi, şarj istasyonu işletmeciliğinin bizim ilk günden başladığımız ticari modele dönüştüğünü görüyoruz. FullCharger, elektrikli araç şarj istasyonu şebeke işletmeciliğinde yaygınlık ve teknolojik derinlik olarak bu nedenlerle global pazarda liderlik konumuna yerleşti.
Elektrikli arabalar kaç çeşit ve kullanım açısından nasıllar?
Elektrikli araç şarj istasyonu şebeke işletmeciliği fikri esas olarak dünyada elektrikli otomobiller, motosikletler, scooterlar ve bisikletlerden oluşan elektrikli araçların gündeme gelmesi ve yaygınlaşması süreciyle beraber ortaya çıktı. Elektrikli otomobiller; hibrit denilen elektrik ve konvansiyonel olarak 2 motoru bulunan ve artık şarj da edilebilen otomobiller ile sadece elektrik motorlu olan % 100 elektrikli araçlardan oluşmaktadır. Hibrit araçlarda menzilinin uzun olmasına rağmen çift motorlu olmaktan kaynaklanan maliyet yükü mevcuttur. Elektrikli araçlar ise 160 km’lerde başladıkları menzil konusunda bugün Tesla’da görüldüğü gibi 500 km’lere ulaşmışlardır. Geçmişte, mobil telefonlarımız uzun sürede şarj olup kısa sürede biterken bugün kısa süreli şarj ve uzun süreli tüketim aşamasına nasıl gelinmişse, elektrikli otomobillerde de teknolojik gelişme bu yöndedir. Şarj edilebilme imkânını ise araçların neredeyse günün toplamda en az 20 saatini sabit parklanma ile geçirdiği farklı yerlerin hepsinde karşılama imkanı oluşacaktır. Elektrikli otomobillerin konforu konvansiyonel araçlardan geri olmadığı gibi, kişiye çevreyi karbon sanlımı ve gürültü ile de kirletmediği gibi bir ayrı mutluluğu da yaşatmaktadır. Bütün medeni ülkeler Kyoto Protokolü mecburiyetlerinin de etkisi ile başta elektrikli araçlar olmak üzere çevreci araçlara çeşitli teşvikler vermektedirler.
Elektrikli araba üretimi nasıl başladı?
Dünyada ilk otomobilin elektrikli olduğunu söylediğimizde insanlar şaşırıyorlar. Hatta Türkiye’ye gelen ilk otomobili de Sultan 2. Abdülhamit’in getirttiğini ve bunun elektrikli olduğunu da belirtmek gerekir. Peki, neden sonrasında yakıt petrole dönüşmüş? Cevabı çok basit: 1800’lerde elektrik bir iletim şebekesine sahip olmadığı gibi, depolanma imkânına da teknolojik olarak sahip değildi. Yani esasında, otomobil konusunda dünya bir yenilik yapmıyor, teknoloji ve çağın gerekleri uygun hale geldiği için , ‘ başa dönüyor ‘. Günümüzde, daha önceki bazı tartışmalı denemelerden sonra özellikle lityum iyon bataryaların düşük hacimde yüksek enerji depolama kapasitelerine ulaşması, uzun süre enerji kaybı olmaksızın depolama kolaylığı sağlaması nedenleri ve yenilenebilir enerjiden de sağlanacak alternatiflere dayalı çözümler aranması, otomotiv sanayinin elektrikli araçlar konusunda kararlar almasına yol açtı. Bugün Renault 3 ayrı ülkede 4 farklı modeli ile, Nissan, Mitsubishi, Ford, Fiat, Tata, Kia, Citroen, Peugeot, BMW, Mercedes Benz, Hyundai, Volvo farklı modelleri ile yoğun bir hazırlık ve piyasaya giriş süreci yaşıyorlar. Ayrıca, elektrikli araç konseptlerinin farklılıklar taşıyacak olması ve üretimin neredeyse onda bir parça ile yapılıyor olması nedeniyle daha kolay olmasından dolayı, 15 yıl sonra dünyada karşılaşılacak otomobillerin yarısından fazlasının bugün bilmediğimiz yeni markaların üretecekleri elektrikli otomobiller olacağı da ifade ediliyor.
Hangi ülkeler elektrikli araçlar için yatırım yaptı?
Dünyada henüz araç sahipliği oranı çok geride olan coğrafyaların başında Çin, Hindistan ve Afrika geliyor. Çin, lityum madeni kaynaklarının büyük bir kısmına da sahip olmanın avantajıyla elektrikli araçların batarya ve araç kısmında paralel ve geniş yatırımlar yapıyor. Japonlar hem araç hem de batarya üretiminde öncü rollerdeler. Şili ve Afganistan ise lityum madenlerine sahip olan diğer ülkeler. Almanlar ilk başta yavaş adım attılarsa da şu an BMW ve Mercedes hızlandılar.
Elektrikli arabalar en çok nerede kullanılmakta?
Bu uygulamanın en yoğun olduğu yer Kaliforniya, çünkü yoğun hava kirliliğini engellemek için egzoz gazı emisyon sınırlamaları çok katı ve bu değerlere ulaşabilmek için alternatif yakıtlı araçlar kullanıyorlar. Örneğin, etanolle çalışan arabalar. Alternatif yakıtlı araçlarla egzoz gazı emisyonlarını belirli değerlerin altında tutmaya çalışıyorlar. Elektrikli araçlar, konvansiyonel araçlara kıyasla % 50’lerden % 90’lara kadar
yakıt tasarrufu sağladıkları için, bugün dünyada dağıtım filosu, kargo ve kamu kuruluşlarında yaygın kullanımın kapısını araladılar. Coca-Cola, A.B.D.’nde elektrikli tırlar kullanıyor. İngiltere’de marketler elektrikli dağıtım filolarına sahipler. Fransa’da yerel yönetimler çöp toplama işlerinde elektrikli kamyonet ve kamyonlar kullanıyorlar.
Elektrikli arabalar için kaç çeşit şarj cihazı var?
Evde / özel kullanıma uygun ve kamuya açık yerlerde olmak üzere iki çeşit şarj cihazı var. Biz bunları ev tipi şarj cihazı ve ticari kullanıma uygun şarj cihazı olarak sınıflandırıyoruz. Yüzde yüz elektrikli araba alırsanız evde garajda bile şarj edebilisiniz. Bu bataryalar 160 km gidiyor. Evde şarj etmek için eve şarj cihazı almak gerekiyor. Bu yaklaşık 1000 euroluk bir temel yatırım. Evinizin elektrik altyapısının da uygun olması gerekiyor.
Bu şarjlar maliyetleri ne kadar düşürüyor?
Evde şarj edilirse benzinli ve dizel arabaya göre maliyet 1/8 oranında düşüyor. Ortalama %80’e yakın tasarruf sağlanıyor. Kamu yerlerindeki istasyonlardan şarj edilince benzine göre %70, dizele göre %50 tasarruf sağlanıyor. Örneğin, taksiler günde ortalama 300 km yol yapıyor. İstanbul’da bir günde lpg maliyeti 80 TL’ye geliyor. Eğer bu taksiler elektrikli olsaydı maliyet yarı yarıya olacaktı, ki bu hesaba elektrikli araçlarda çok düşük olan bakım onarım maliyetleri dahil edilmemiştir. Şu anda yaklaşık olarak 20 TL’ye 150km gidilebiliyor. Lpg ve dizele göre %50 daha tasarruflu.
Elektrikli arabalar ne kadar zamanda şarj ediliyor?
Ev şarjıyla 6 – 8 saat şarj oluyor. Arabaların marka modeline göre kamu alanlarda şarj süresi 20 – 30 dakikaya kadar düşüyor.
Türkiye’de elektrikli araba kullanımı nasıl?
Türkiye’de elektrikli araba kullanımı gerçek anlamda Mayıs 2012 itibarıyla başladı. Oyak Renault tarafından Bursa’da üretilen Türkiye’nin ilk elektrikli aracı Fluence satışa sunuldu. Şu ana dek; Başbakanlık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Kayseri Melikgazi Belediye Başkanlığı, Türk Hava Yolları, Arcelor Mittal gibi önemli kurumlar elektrikli araçlardan satın aldılar. FullCharger olarak biz de bu araç sahiplerinin şarj istasyonlarını kurduk. Bu konuda 61. Hükümetin Ö T V’yi % 3′ e indirmesi ve önemli bir teşvik sağlaması da faydalı oldu. Yakında aynı teşvikin şarj edilebilen hibrit araçlarda da uygulanacağını biliyoruz. Toyota, Opel, Chevrolet, Nissan, Mercedes,
Citroen’de peş peşe etkin kampanyalarla elektrikli, hibrit araçlar piyasasında rol alacaklardır. Türkiye’nin 2013’e girerken 22 milyonu geçecek araç parkında % 20’den fazlasının elektrikli araçlardan oluşacağını öngörüyoruz. Geçmişte, halkımız mobil telefon konusunda hesap yapanları nasıl yanılttıysa,bu alanda bunu daha da önemli oranda ve hızda yapacaktır.
Yurt dışında elektrikli araba kullanımı nasıl?
Yurt dışında kullanım farklılık göstermekte. 2011 yılı sonunda 2000’lere ulaşmayan elektrikli otomobil sayısı Hollanda’da şu an 5.000’i geçmiş
durumda. A.B.D’nde Federal Hükümet ve bazı eyalet yönetimlerinin büyük destekleriyle elektrikli otomobil satışları katlanarak devam ediyor. Yer yer beklentilerin altında kalsa da, bir yandan araç modellerinin ve üreticilerin artışı, bir yandan şarj istasyonlarının yaygınlaşması, teşvik edici ekonomik yaklaşımların geliştirilmesi hız kesmiyor. Avrupa Birliğinde 10 yıl içinde ortalama da %10’luk bir elektrikli araç kullanımına ulaşmak genel bir öngörüye dönüştü. 2030’dan sonra Japonlar konvansiyonel araç üretmeyeceklerini açıkladılar. Bu demektir ki, 20 yılda %50, 30. Yılda % 100’leri göreceğimizi söylemek çok uzak yaklaşımlar olmayacaktır.
Elektrikli araçların geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ulaştırma araçlarıyla sınırlı değil, tarımdaki traktörlerin dahi elektrikli olacağını öngörüyoruz. Bu sürecin doğru ve sağlıklı gelişmesi için de her ülkede, Ülke Operatörü olarak, ülkenin en ücra noktasına kadar erişen elektrikli araç şarj istasyonu şebekesinin kurulmasını temel bir adım sayıyoruz. Oto, mobildir. Mobil anlamındaki gibi hareket eden olduğuna göre, bu hareketin kesintisiz olması ve otomobil sahibinin dilediği yere gidebilme özgürlüğünü kısıtlamaması gerekir. Bu nedenle, elektrikli aracın en pahalı parçası olan bataryasını teknik riske sokmadan şarj edebilen, güvenilen bir markanın otomobil sahibine her ihtiyaç anında hizmet vermesi şarttır. Bu nedenle, FullCharger, ilk andan itibaren elektrikli araç şarj istasyonu işletmeciliğinin mahalli veya sınırlı bir alan içinde yapılabilecek bir iş olmadığını vurgulamaktadır. Bazı ülkelerde ( örneğin Lüksemburg ) veya bazı kentlerde ( örneğin Edirne ) araç sahibi aynı gün içinde birden fazla ülkeye gidip gelebilmektedir. Bu örneklerde, Ülke Operatörü olmanın dahi yetmeyeceğini, hizmetin daha da global halde olması gerektiğini anlayabiliriz. Eğer cep telefonumuz seyahat ettiğimiz ülkelerde çekmez ve her ülkede yeni bir sim kart veya abonelik tesis etmemiz gerekse, bunun pratik olacağını kim söyleyebilir ki?
Türkiye’deki hedefleriniz nedir?
Fullcharger’in merkezi Paris’te. Şu an için Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan operasyonda. Romanya devreye girecek. Yılsonuna kadar ise 10’un üzerinde ülkede faaliyete geçmiş olacağız. Şu anda kamu kullanımına açık kurulu istasyonlarımız var. Bunlardan birkaçı; İsparklarda, Carrefour’da, Ankara Swissotel’de, Marmara Üniversitesinde, vb. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Adana ve Diyarbakır’da da kurulmuş şarj istasyonlarımız var. 10 yıllık süreçte Türkiye’de yüz bin noktada istasyon açmayı düşünüyoruz. Renault’un çok ülkede ‘ enerji partneri ‘ olarak işbirliği yaptığı bir şirket durumundayız. Bütün ülkelerdeki deneyimleri kullanabilme imkânına sahibiz. Renault’un sattığı arabaların yanında ev şarj cihazı kuruyoruz. Aynı zamanda elektrikliaraba teşhir ve satışı yapılan bayilerin şarj altyapılarını kuruyoruz. Benzin istasyonlarıyla kıyaslandığında her pompa elektrikli şarj istasyonu oluyor. Bu yüzden bu şarjların beraber bulunduğu toplu bir yere ihtiyaçları yok. İlerleyen zamanlarda aracın park edilebildiği her noktada araçlar şarj edilebilecek. 10 yıllık perspektifte, altyapı yatırımı, işletme ve enerji giderleri ile beraber 3 milyar Euroluk bir çerçevenin yatırımı ve yönetimini organize ediyoruz.Dünyada elektrikli araç şarj operatörlüğünü şu an için toplam 24 ülkeye ulaştıran tek operatörüz.
Elektrikli arabaların çevre sağlığının korunmasına katkısı nedir?
Bu arabalar yakıtı verimli kullanmaktadır. Karbondioksit ve zehirli gaz salınımını minimalizedir. Elektrikli araçlarda yağlama sistemi yok. Üretim ve bakım onarımları esnasında çevre nispeten daha az kirleniyor.
Bu şarjların tüketici için maliyeti nasıl?
Elektrikli araç şarj istasyonu şebekemizden faydalanacak araç sahipleri için; ödeme metoduna ( ön veya fatura ile ) , kullanım anına ( gece, gündüz veya karma ) , kullanım hacmine ( 10.000 km, 15.000 km gibi ) ve bireysel / kurumsal şeklinde farklı paket-fiyat seçeneklerimiz mevcut. Teknolojik kolaylıklarımız, global ölçekte de yaygın şarj ağımız, enerji tedarikindeki avantajlarımız, diğer şarj şebekeleriyle de özel anlaşmalarımız, otomotiv dünyası ile global işbirliklerimiz neticesinde Türkiye’de alanımızda ‘ tüketici dostu ‘ bir konumda olacağımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
Elektrikli araçların ülke ekonomisine katkısı var mı?
Türkiye, rahmetli Menderes ile köy yolundan karayoluna, rahmetli Özal ilekarayolundan otoyola geçti. Bugünkü elektrik dağıtım şebekemiz henüzköy yolu derecesinde. Ancak, önümüzdeki yakın dönemde akıllı şebekeyedönüşecek olan elektrik dağıtım ağımız, ülkemizde yenilenebilir kaynakların da % 1 olan katkısını % 100’lere ulaştıracak. Bugün cari açığımızın içindeenerjinin payı % 70. Bu payın % 20’si neredeyse sadece karayolu ulaşımındankaynaklanıyor. Zaman içinde hem araç sahipliğimiz artacak, hem de ithalenerji ihtiyacımız azalacak.Elektrikli araç üretiminde çok sayıda girişimin başarılı olacağına inanıyoruz.
Şarj istasyonlarının yapılanması nasıl?
FullCharger faaliyette bulunduğu ülkelerde önce Ülke Operatörleri kuruyor.Ülke Operatörü kurulurken, ülkede iş hayatında itibarı olan, sektörü tanıyanyerel ortakları tercih ediyorlar. FullCharger Türkiye, FullCharger Internationalve Ramsey ile Kip markaları ile tanınan Gür-Men ile bizim ortaklığımız.Yönetim Kurulumuzda Selim Doğan ile beraber çalışıyoruz. Türkiye’nin ülke içinde de farklı bölgelerde 41 iş ortağımız bulunmakta.İş ortaklarımız ile beraber 100bine ulaştıracağımız şebekenin gelişimini planlıyoruz.Elektrikli araçların geleceğinde şarj istasyonu işletmeciliğinde global gücümüzün bölgelerinde parçası olarak, güvenceli ve sürdürülebilir bir iş yapmak isteyen girişimcileri yatkınlık ve yetkinliklerine göre seçiyoruz. FullCharger şebekesinde 1 istasyondan 100 istasyona kadar farklı sayıda istasyon sahibi olacak iş ortaklarımız mevcuttur. Ayrıca, elektrikli araç sahiplerinin kendilerine ait şarj istasyonlarında da en hızlı ve sağlıklı teknik hizmet alabilecekleri teknik hizmetler ve uygulama şebekemiz de devrededir.
Duygu Eren
Stratejik İletişim ve Kariyer Danışmanı
Yazarla iletişim için: duygu@dpdanismanlik.com