‘elektrikli Motorun Bu Haline Destek Vermem’ankara
29 Aralık 2011Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Şu anda elektrikli motorun bu haline ben destek vermem.
Çünkü ben bir konuyu teşvik edeceksem, yüzde 100 veya yüzde 100`e yakın yerliliğine bakarım. Biz bunun ham maddesine sahip değiliz. Bu bataryanın ham maddesi lityumdur. Lityumun da şu anda Türkiye`de kanıtlanmış rezervi yok“ dedi.
Çağlayan, 4. Büyükelçiler Konferansı`nda yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın talimatıyla, başkanlığını kendisinin yaptığı İhracata Dönük Üretim Stratejisi Kurulunun oluşturulduğunu dile hatırlattı.
Bu kurulun bünyesinde Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) çalışmasının yapıldığını anımsatan Çağlayan, bu çalışmalar sırasında enteresan bulgularla karşılaştıklarını anlattı.
Bunlara örnekler veren Çağlayan, Türkiye`nin uzun üründe inşaat demirinde dünya ihracat şampiyonu olduğunu vurguladı. Çağlayan, “Ama demir-çelik sektöründe öyle bir yapılanmamız var ki, dünyanın en büyük hurda demir-çelik ithalatçısıyız. Yıllık ortalama hurda demir-çelik ithalatımız 9 milyar dolar. 20-25 milyar ton ithalat yapıyoruz. Dünyanın en fazla hurda demir-çelik ithalatçısı olan Türkiye, dünyanın en pahalı hurda demir-çelik ithalatını yapıyor. Bir malı çok alan pahalıya alır mı? Bu, sektörün 10 oyuncusunun kendi arasındaki rekabetin getirdiği fatura“ diye konuştu. Çağlayan, bu durumun, üretim yapısındaki çarpıklıktan kaynaklandığını anlattı.
Türkiye`de en çok ihracatı otomotiv sektörünün gerçekleştirdiğini anımsatan Çağlayan, “Otomotiv sektörü de bu sene su koyverdi. O da açık verdi“ yorumunda bulundu.
Otomotiv sektörü yan sanayinin önemli gelişmeler kaydettiğini vurgulayan Çağlayan, Türkiye`nin bugün otomobilin her türlü aksamını yapacak, yüzde 98`ini yapacak bir yapıya sahip olduğunu dile getirdi.
Çağlayan, “Bakın, otomobilin kaportasının bir gram sacını Türkiye`de üretemiyoruz, dışarıdan ithal etmek zorundayız. Her yıl 5 milyar dolar otomobil motoru ve aktarma organı ithal ediyoruz“ dedi.
Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:“Kauçuk contaların tamamı dışardan ithal. Petrol türevi olan bir ürün bu. Bugün otomobil maliyetinin yüzde 30-35`i elektronik ve gömülü yazılımdan müteşekkil. Bir tek kuruş girdi sağlayamıyoruz. Oysa bizim çok gelişmiş yazılım, elektronik sektörümüz var. Ancak otomotiv sektörüyle bir araya gelememiş. Bu sektör otomotiv sektörüne girdi vermemiş. Şimdi bir araya getirmeye başladık. Önümüzdeki 10 yılda bir otomobilin maliyetinin yüzde 70`i elektronik aksam ve gömülü yazılımdan müteşekkil olacak. Sayın Başbakanımızın `yerli otomobil yapalım` derken, işaret ettiği konu budur. Kendi motorumuzu yapalım. Bunu yapacak yetkinliğe sahibiz.
Bunun yanı sıra bir çok sektörde önemli çalışmalar yaptık. Makine sektöründe çok önemli bulgulara rastladık. Çin`den sonra dünyanın ikinci buzdolabı ihracatçısıyız. 675 milyon dolar buzdolabı ihracatı yapıyoruz. Ama buna karşılık 475 milyon dolar kompresör ithal ediyoruz. Biz çünkü hammadeye dönük malları ülkemizde üretemiyoruz. Elimizde demir, bor, alüminyum, bakır cevheri var. Ama bunları alıp sıfır katma değerle yurt dışına satıyoruz.“Bütün bunların, geçmişteki hatalı enerji politikalarının yol açtığı enerji fiyatlarındaki pahalılıktan kaynaklandığını dile getiren Çağlayan, Türkiye`nin bugün doğalgaz bağımlısı haline geldiğini, elektrik üretiminin yüzde 52`sinin doğalgaza bağımlı olduğunu söyledi.
Enerji fiyatlarının ucuzlatılması ve arz güvenliğinin sağlanması açısından nükleer enerjinin son derece önemli olduğunu vurgulayan Çağlayan, nükleere karşı çıkanları anlamakta zorlandığını dile getirdi.
-Elektrikli otomobil üretimi-Çevreye duyarlı elektrikli otomobil üretimine değinen Çağlayan, “Şu anda elektrikli motorun bu haline ben destek vermem. Çünkü ben bir konuyu teşvik edeceksem, yüzde 100 veya yüzde 100`e yakın yerliliğine bakarım. Elektrikli otomobilin bataryasını ithal etmek zorundayız, Türkiye`de üretimi yok. Hadi bataryasını yaptık, ama biz bunun ham maddesine sahip değiliz. Bu bataryanın ham maddesi lityumdur. Lityumun da şu anda Türkiye`de kanıtlanmış rezervi yok. Ben bunun kaynaklarına bugünden sahip miyim? Bana yarın o lityumu verecekler mi, vermeyecekler mi? Veya hangi şartlarda verecekler“ diye konuştu.
Çağlayan, bir taraftan Türkiye`de üretilmeyen malların Türkiye`de üretilmesini sağlarken bir taraftan da Türkiye`de bulunmayan bir çok maddenin tedarik güvenliğinin şimdiden sağlanması gerektiğine işaret etti.
Türkiye`nin şimdi adeta yatırım avcılığına başladığını ve bu konuda büyükelçiliklerle birlikte çalışılacağını anlatan Çağlayan, Türk yatırımcıların dışarıda yapacakları yatırımları da önemsediklerini ifade etti.
Türkiye`deki serbest bögeler çalışmasını özel ekonomik bölgeler modeline çevireceklerini vurgulayan Çağlayan, “Aynı şekilde Çin, Rusya, Hindistan, Amerika ve dünyanın bir çok noktasında Türk özel ekonomik bölgeleri kurmak için çalışmalarımızı başlattık. O ülkelerdeki stratejik ürünlere bizim firmalarımız sahip olsun. Türkiye olarak tedarik güvenliğimi sağlayayım“ şeklinde konuştu.
-“Türkiye`de en az 5 tane daha Petkim yatırımı yapabilecek kapasite var“-Türkiye`nin petrol ithalatını hem enerji hem hammedde ihtiyacı için yaptığını anımsatan Çağlayan, Türkiye`nin en büyük petro-kimya tesisi olan Petkim`in, Türkiye`nin toplam talebinin yüzde 15`ini karşılayabildiğini vurguladı. Çağlayan, “Türkiye`de en az 5 tane daha Petkim yatırımı yapabilecek kapasite var“ dedi.
Türkiye`nin en önemli ihracat hedefinin Asya Pasifik, Hindistan, Rusya, Amerika ve Afrika olduğunu da söyleyen Çağlayan, ihracatı artırmaya dönük teşvik sistemi çalışmalarına da değindi.
Çağlayan, şunları kaydetti:“Çok önemli, insanların ağzının suyunu akıtacak bir teşvik sistemi kurmaya çalışıyoruz. İnşallah bu yılbaşına kadar çalışmayı bitirdikten ve Sayın Başbakanımıza sunduktan sonra tüm kamuoyuna açıklanacak. Yeni teşvik sistemiyle Türkiye, ihtiyaç duyulan alanlarda yatırımların yapılacağı bir ülke olacak. Uluslararası anlaşmalara sonuna kadar saygılıyız. Biz Avrupa Birliği`nin bize yaşattığı dezavantajlar altında yapıyoruz bunları.
Sizlerden 3 tane talebim var. Ticaret ataşelerimizi masalarında oturtmayın, sahada koşturun. Gözüm yok, Allah daha fazlasını versin. Benim müşavirim benden daha fazla maaş alıyor. Helali hoş olsun. Şimdi artık `Sizin için ne yapabilirim` diyen ticaret ataşelerimiz var.
Şu anda dış ticaret temsilciliklerimizin sayısını 205`e çıkardık. Geçen yl 109`du. İnşallah 250`ye çıkaracağız. Türkiye`ye yatırım yapmak isteyen, bizim belirlediğimiz alanlardaki yatırımcıları Türkiye`ye göndermenizi bekliyoruz. Anında görüşmemiz gereken bir yatırımcı varsa telefon açın, söyleyin. Kişisel mail adresim ve telefonum 24 saat açık. Kullanmazsanız günahı boynunuza.“-Cari açığa “sivilce“ benzetmesi-Bakan Çağlayan, cari açıkla ilgili değerlendirmeler yaparken ilginç bir benzetme de yaptı. Türkiye`nin ekonomik başarılarının yanında tek sorununun cari açık olduğunu ifade eden Çağlayan, cari açığı “sivilce“ye benzetti. Bakan Çağlayan, “Bizim de suratımızda malesef bir tane sivilcemiz var. O sivilce biraz da apse yapmış durumda. Ne yapalım her güzelin bir kusuru olur. Bizim kusurumuz olacak. Ama biliyoruz o kusurun ne olduğunu. Ama biliyoruz onun ne olduğunu. Üzerine gitmek için yoğun çabalar sarf ediyoruz. Çok değişik, yeni metodlarla çalışıyoruz. Biz artık cari açığın finansman kalitesinden bahsetmiyoruz“ diye konuştu.
Bakan Çağlayan, konuşmasının ardından büyükelçilerle hatıra fotoğrafı da çektirdi.