Elektrikli araçlar taşları yerinden oynatacak
14 Ekim 20102020’de dünyada yaklaşık 13 milyon elektrikli aracın trafiğe çıkacağı öngörülüyor.
İSTANBUL – Deloitte’nin, “Geleceği şarj etmek: Elektrikli araçlar ve bir endüstrinin dönüşümü” raporuna göre, 2020’de dünyada yaklaşık 13 milyon elektrikli aracın trafiğe çıkacağı öngörülüyor.
Deloitte tarafından yayınlanan Deloitte Review adlı derginin 7. sayısında yer alan “Geleceği şarj etmek: Elektrikli araçlar ve bir endüstrinin değişimi” başlıklı çalışmada, elektrikli araçların otomotiv pazarındaki konumu ve olası eğilimler tartışılıyor.
Yazıda yer verilen bazı araştırma verilerine göre, 2020’de dünyada yaklaşık 13 milyon elektrikli aracın kullanılacağı tahmin ediliyor. Bu konuda daha düşük rakamlar veren bu sayıyı 2 milyon civarında tahmin eden projeksiyonlar da bulunuyor. 2020’de otomobil satışlarının 100 milyon civarında olacağı göz önünde bulundurulduğunda, elektrikli araçların beklenen pazar payının az olduğu görülüyor. İçten yanmalı motorlu araçların en azından 10 yıl daha pazar lideri olarak kalacakları anlaşılıyor.
Yazıda elektrikli araçların şu anda pazarda önemli bir yeri bulunmadığı, ancak bazı faktörlerin bu araçların geleceğini aydınlattığı kaydediliyor. Bu faktörler arasında petrol fiyatlarının sürekli yükselmesinin yanı sıra çevreyi koruma kaygılarının artması da yer alıyor. Elektrikle çalışan araçların çevre kirliliğine karşı büyük yarar sağlayacakları biliniyor. Yenilenebilir enerji kaynakları geliştikçe, bu araçların yararlarının da katlanarak artacağı öngörülüyor. Hükümetlerin çevre koruma faturasının sürekli arttığı düşünüldüğünde, otomotiv endüstrisindeki güçlü dönüşümün bir noktada kaçınılmaz hale gelmesi bekleniyor. Buna rağmen halen yaygın olarak kullanılan içten yanmalı motorlu araçlardan vazgeçmenin de zaman alacağı belirtiliyor.
Hükümetler desteklemeye başladı
Almanya 2020’de 1 milyon, Çin ise 4 milyon elektrikli araç kullanımını hedefliyor. ABD ise 2015 yılında 1 milyon hibrid aracı olmasını öngörüyor. Özellikle gelişmiş ülkeler elektrikli araçlara yönelik, pazarı doğrudan etkileyecek bir talep oluşturmak için çaba gösteriyorlar. Örneğin, Londra ve Stockholm’de, kent içinde daha az kişisel araç, daha fazla toplu taşıt kullanımını sağlamaya yönelik trafik vergisi gibi düzenlemelerin elektrikli araçlara geçişi teşvik etmek için de yapılabileceği belirtiliyor.
Elektrikli araçların en büyük dezavantajları arasında yüksek pil fiyatları, 160 kilometrenin altındaki menzilleri ve yeterince verimli olmayan altyapıları yer alıyor. İçten yanmalı motorları kullanan araçlar bu konuda daha avantajlı olsalar da ABD ve Çin’deki üreticiler aracın fiyatının üçte ikisi kadar olan pil fiyatlarının düşürülmesi için çalışıyor. Elektrikli araçların sayısı arttıkça üretim maliyetlerinin azalması bekleniyor. Japonya’da da konuyla ilgili devam eden çalışmalara göre 2030 yılında piller çok daha kuvvetli olacak ve elektrikli araçlar tek dolumda 1,600 kilometre gidebilecekler.