Türkler İstekli Ama Elektrik Alamıyor
26 Kasım 2012Elektrikli otomobiller tüm dünyada yoğun ilgiyle karşılaşırken bu durum Türkler için de değişmiyor. Fakat insanımız elektrikli araçların getireceği ekstra masrafları karşılamak istemiyor.
Artan akaryakıt fiyatları sonrasında Türk tüketiciler bir mucize olarak gördükleri elektrikli otomobilleri dört gözle bekliyor. Avrupa’da elektrikli otomobillere karşı en fazla ilgi Türk sürücülerde. Ancak bu otomobillerin ilk bakışta görünmeyen eksik ve masrafları en büyük âşıkları bile yıldırabilir.
Türkiye’nin de içinde yer aldığı 10 Avrupa ülkesinde TEB Cetelem’in gerçekleştirdiği “Elektrikli Otomobiller” anketine göre Avrupalı sürücülerin yüzde 57’si elektrikli araçlara ilgi duyuyor ve yüzde 49’u bu araçları satın almaya hazır olduklarını ifade ediyor.
TEB Cetelem Genel Müdürü Paul Milcent, Avrupa çapında elektrikli araçlara en büyük ilgiyi Türkler’in gösterdiğini ifade ediyor. Türk tüketicilerin yüzde 93’ü elektrikli araçlara ilgi gösterirken; yüzde 82’si de bu araçları satın almaya hazır olduklarını belirtiyor. Ancak bu tüketiciler bu otomobiller için ekstra bir tutar ödemeye pek de razı değiller. Ancak şimdilik bu pek de kolay değil.
Piller ücretli
Türkiye’de ilk olarak satışına başlanan hatta Bursa’da da üretilen elektrikli Renault Fluence ilk bakışta aynı partide sizi cezbeden o hayallerinizin kızı gibi. Otomobil 6 liralık elektrikle 185 kilometre yol alabiliyor. Üstelik de yaklaşık dizel model fiyatına satılıyor.
Ancak otomobilin bu fiyata satılabilmesi için batarya sürücülere kiralanıyor. Yıllık kullanımı için 10, 20, 30 ve 40 bin kilometreden birini taahhüt eden kullanıcı, ne kadar az otomobili kullanırsa o kadar az batarya için kira ödüyor. 10 bin kilometre taahhüt eden bir kullanıcı ayda 85 euro ödeyecek. Üstelik otomobil ile bataryası için ayrı ayrı kasko yaptırmak için yaklaşık 3 bin TL ödemek gerekiyor.
Otomobilin şarj edilebilmesi için gerekli şarj kutularının montajı ise 900 ile 2 bin 300 TL arası değişiyor. Üstelik bu şarj kutularının montajı için gerekli ekspertiz masrafını da sürücünün ödemesi gerekiyor. Tüm bunlar ise ilk bakışta çok ekonomik gözüken bu otomobilin ekonomikliğini sorgulamaya neden oluyor.
BNP Paribas Tüketici Finansmansı şirketi Cetelem Gözlem Sorumlusu Flavien Neuvy, “Batarya fiyatları otomobillerin fiyatını ikiye katlıyor. Avrupalıların yüzde 49’u elektrikli otomobil almak için içten yanmalı motorlara göre daha fazla bir bedeli ödemek istemiyorlar” diyor.
Ankete katılanların sadece yüzde 3’ü, yüzde 30’un üstünde bir ekstra maliyeti ödemeye hazır olduklarını belirtiyor. Oysaki bu otomobillerin fiyatları konvansiyonel otomobillerin fiyatına kıyasla yüzde 30’un bile çok üstünde.
Üstelik bir de bu otomobillerin kısıtlı batarya ömürleri de elektrikli otomobiller ile sürücülerin arasındaki ilişkiyi soğutan bir diğer faktör. Her ne kadar Avrupalılar otomobilleriyle günde ortalama 30 km yol yapıyor olsa da otomobillerinin menzilinin 250 km’nin üstünde olmasını istiyor.
100-150 km menzilli bir otomobil bir Avrupalı için yeterli. Ancak tatile gidecekleri zaman yolda kalmaktan korkuyorlar. Avrupalıların yüzde 55’i, Türklerin ise yüzde 61’i elektrikli otomobilleri menzilleri 250 km’nin üstünde olursa almayı düşündüklerini ifade ediyor.
Tüm bu şartlar bir araya geldiğinde elektrikli otomobiller ile tüketiciler arasında kısa vadede seviyeli bir ilişkinin olması pek de olası gözükmüyor. Elektrikli otomobiller belli bir ekonomik düzeye gelinceye kadar, son dönemde ciddi yol alarak birçok handikabı aşmış hibrit otomobiller başka bir alternatif olabilir.